TÜRKİYE İÇİN EN BÜYÜK TEHDİT

Kanada, Kuzey Amerika kıtasının en kuzeyinde yer alan bir ülke olup yüzölçümü yaklaşık 10 milyon kilometre karedir. Bu özelliği ile coğrafi olarak Rusya’dan sonra büyüklük olarak dünyanın ikinci ülkesidir. Nüfusu ise 35,5 milyondur. Türkiye ile kıyaslarsak Kanada, yüzölçümü olarak Türkiye’nin 12 katı büyüklüğünde ama nüfus olarak Türkiye’nin yarısı kadar bile yoktur.

Kanada adı; Kızılderili dilinde “köy” veya “yerleşim” kelimesi olan “Kanata”dan gelmektedir. Kanada’da kültürel çeşitlilik gerçekten çok fazla. Irk, din, dil, inanç ve görüş ayrılığı gözetilmeden, tüm Kanada vatandaşları yasalar önünde eşit. Kimin neye inandığı veya taptığı Kanada devletini direkt olarak ilgilendirmiyor. Kanada’da devlet, dindar ve kindar nesiller yetiştirme peşinde değil.

Fazla Değil, Nitelikli Önemli!

Kanada’da devlet; eğitimli, öğretimli, nitelikli, birbiri ile uyumlu ve çağdaş nesiller yetiştirmek peşinde. Her kültürden, her ırktan, her inanıştan insan var ama devlet eşit davranmaya çalışıyor ve insanları birbirine karşı kışkırtmıyor, ötekileştirmiyor, kamplaştırıp düşmanlaştırmıyor.

Kanada, zengin bir ülke. Dünyanın 10’uncu büyük ekonomisi. Kişi başına milli gelir 45 bin ABD doları. Türkiye’nin nüfusu Kanada’nın nüfusunun iki katından fazla olmasına rağmen ve dünyanın 17’inci ekonomisi olup rakamlara attırılan taklalara rağmen kişi başına milli gelir 10 bin ABD doları civarında gezmeye devam ediyor. Zengin olmak için üretmek ve dünya pazarlarına satabilmek lazım. Bu da ancak nitelikli insanlarla oluyor. Artık eskisi gibi fazla nüfus değil, nitelikli nüfus önemli! Nitelikli nüfus; bir ülke için en önemli milli güç unsurlarından biri! Belki de birincisi!

Türkiye Cennet Vasfını Kaybediyor

Nitelikli bir nüfusa sahip olmanın ne anlama geldiğini daha iyi anlayabileceğimiz güzel bir örnek de küçücük bir ülke olan Hollanda! Coğrafi alanı Türkiye’nin 19’da biri büyüklüğünde yani yaklaşık Konya kadar olan 17 milyon nüfusa sahip Hollanda; tarımdan hayvancılığa, sanayiden sanata ve modaya kadar her konuda Türkiye’den daha fazla üretiyor ve tüm dünyaya satıyor. İşte bunu yapan; siyasetçisinden işçisine, köylüsüne ve sokaktaki insanına kadar nitelikli insan gücüdür.

Kanada; şehirleriyle, korunmuş ve korunmaya devam edilen doğası ile gerçekten güzel bir ülke! Bir anlamda cennet gibi! Tabii ki bizim ülkemiz de cennet gibi. Hatta, daha da fazlası var! Ama tahrip edilen şehirleri ve katledilen doğası ile her gün daha fazla cennet vasfını kaybediyor.

En Fazla Göç Edilmek İstenen Ülkeler

Son yıllarda yapılan tüm araştırmalarda Kanada şehirleri; eğitim, teknoloji, hayat kalitesi, sağlık, güvenlik, sıfıra yakın suç oranları, ekonomi, benzin fiyatları ve ulaşım kriterleri açısından dünyanın yaşanılır şehirleri listesinde en başta yer alıyor. İşte bu yüzden dünyada en fazla göç edilmek istenen ülkeler sıralamasında Kanada, İsveç’ten sonra ikinci geliyor. Zaten, Kanada nüfusunun yüzde 40’ı aileleri ile birlikte göçmenlerden oluşuyor. Ama göç edilmek istenen ülkeler sıralamasında bir tane bile İslam ülkesi yok!  Sanırım bunun bir anlamı olmalı!

Kanada, coğrafi olarak çok büyük bir ülke. Buna karşın, mevcut nüfusu çok az. Adeta ülke boş gibi ve göçmene çok ihtiyacı var. Ama niteliksiz insanlarla ülkesini doldurmak ve cennetin cehenneme dönüşmesine izin vermek istemiyor. Bu yüzden nitelikli göçmenlik programı oluşturmuş ve nitelikli göçmenleri seçerek alıyor. Aldıktan sonra da bir program dahilinde göçmenleri topluma entegre ediyor. Aynı şeyi Almanya da yapıyor. Göçmeni seçerek alıyor, aldıktan sonra da toplum içinde sorun çıkmasın diye Almanca dahi öğretiyor. Çünkü göçün yaratacağı sosyo-ekonomik, kültürel ve güvenlik sorunlarının neler olabileceğini biliyorlar!

Saldım Çayıra, Mevla’m Kayıra

Ya Türkiye! Toplumun huzuru, güvenliği, geleceği ve bekası düşünülmeden ülkeye sığınmacı dolduruluyor! Sığınmacılar hem seçilerek alınmıyor hem de topluma entegre edilebilmeleri için eğitim ve öğretime tabi tutulmuyor. Türkçe bile öğretilmiyor! Bugün, yalnız Suriye ve Irak coğrafyasından 5 milyon insan ülkemize dolduruldu. “Saldım çayıra, Mevla’m kayıra” kafası ile yapıldı bunlar! Bu durum; gelecekte yaratacakları da düşünüldüğünde, Türkiye’nin bir numaralı sorunu ve tehdididir.

Türkiye’nin nüfusu artıyor ama nitelikli nüfusu artmıyor. Aksine; çökertilen eğitim-öğretim sistemi ve beyin göçü nedeniyle, nispi olarak azalıyor. Bu durumun sorumlusu siyasi iktidardır. Türkiye’nin diğer bir sorunu da artan niteliksiz iş gücü tehdididir. Bölücü terör, bunun yanında hava cıva kalır!

Sorumlusu Siyasi İktidardır

Halbuki Türkiye geçmişte, Avrupa’nın faşizmin çizmeleri altında ezildiği bir dönemde kaçılacak ve sığınılacak bir limandı. Nazi rejiminden kaçan çok sayıda bilim insanı ülkemize sığınmıştı ve üniversitelerimizde çalışmıştı. Hatta bazıları harp bittikten sonra bile geriye dönmedi ve ülkemizde yaşamaya devam etti! Ama bugün tam tersi bir iklim var Türkiye’de. Ülkemizin nitelikli insanları; baskı, zulüm, hukuksuzluk, adaletsizlik, soygun ekonomisi ile bozulan ekonomik şartlar ve liyakatin yok sayılması gibi nedenlerle yabancı ülkelere gidiyorlar ve kan kaybediyoruz!

Bu durumun sorumlusu; siyasi iktidardır. Halen gidilen rotada çağı yakalayabilmek, üretebilmek, ekonomiyi düzeltebilmek, halkın refahını arttırabilmek, huzurlu ve mutlu toplumu yaratabilmek olası değildir.

Türker Ertürk

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...